Trekking

Kolay Trekking Kampı (15-17 Nisan 2016 )

7 yıl önce | okunma

 

 

 

 

Yine kaşıntımızın tuttuğu bir haftaydı.3 günlük bir trekking etkinliği yapmak için aylardır rota ve malzeme hazırlığı yapıyorduk.Ultra hafif malzemeler almaya başlamıştım bu gezi için .

IMG_8631 (800x600)

Ve gün gelmişti 15 Nisan Cuma sabahı 07.00 ‘de yola koyulduk.4 maceraperest arkadaş Vezirköprü Şahinkaya Kanyonu’nu salla geçecek kıyıya çıktıktan sonra dağ yollarından Kolay ilçesine ulaşacaktık.

IMG_8919 (800x450)

Şahinkaya Kanyonunun güzelliği ve baraj gölünün dehşetli büyüklüğü seyri güzel bir gezi olacağını gösteriyordu.

IMG_8697 (800x600)

Küçük bir motor sal ile karşı kıyıda Bafra taraflarında kendimize belirlediğimiz bir noktada kıyıya çıktık.

IMG_8701 (800x600)

 Aşmamız gereken dik bir yamaç  vardı karşımızda , hava ise mevsim şartlarında ama sıcaktı.Daha bir iki adımda ter akmaya başladı alnımızdan.

IMG_8704 (800x600)

 Yavaş yavaş yükseldikçe arkamızda kalan kanyonun güzelliği daha net beliriyordu.

IMG_8724 (800x600)

 Kimi zaman patikalardan kimi zaman dağ yollarından kimi zamanda köy yollarından ilerliyorduk.

IMG_8835 (800x450)

 İlk durağımız ve mola verdiğimiz yer Gümüşova Köyü oldu.Hemen köy çeşmesine koştuk ama su akmıyordu.Çeşmenin birkaç adım ötesinde oturan köy sakinlerine “ çeşme akmıyor mu “ diye sorduğumuzda “çeşme akmıyor mu ? “ cevabı çok enteresandı.Caminin şadırvanında su sorunumuzu çözdük.Köylülerle biraz sohbet ve “ Siz kafayı yemişsiniz” sözlerinden  sonra tekrar yola koyulduk.

IMG_8758 (800x600)

 Yolda bir koyun sürüsüne denk geldik ve de sürünün köpeklerine , Allah’tan sürünün çobanları hemen yakınlardaydı onların anladığı dilden iletişim kurarak zarar görmeden oradan geçebildik.Çobanlardan biri dilsiz ve sağır diğeri ise otistik idi.Ama koca sürü onlara emanet idi.Zihinsel ve bedensel özürlü olmaları insanların onlara güvenmelerine engel değildi.

IMG_8908 (800x450)

 Yol boyunca ne bir çeşme nede bir su pınarına denk gelebildik aslında bu mevsimde her tarafta gürül gürül su akmalıydı.

Sırt çantalarımız hafif olsun diye yanımıza aldığımız malzemeler kısıtlıydı.

Baraj gölünden iyice uzaklaşıp üst kısımlara yükselmiştik , artık tek su kaynağımız olacak baraj gölü bile çok uzakta kalmıştı.4 saattir yürüyorduk ve sularımız iyice azalmıştı.Enerji olsun diye yediğimiz yiyecekler ise bizi daha çok susatıyordu.

6.saatin sonunda bir patikadan aşağı inerken ekipten bir arkadaşın “burada bir su borusu var “ haykırmasıyla bir anda canlandık.Ekli bir boruydu hemen ek yerinden ayırarak su depolarımızı doldurduk ve susuzluğumuzu iyice giderdik.

Tam o esnada hava bir anda esmeye ve kararmaya başladı.Az önce terden ve sıcaktan bunalan biz bir anda montlarımızı ve yağmurluklarımızı giymeye başladık.

IMG_8778 (800x600)

 

Bir yandan yağmur altında ıslanmadan yürümeye çalışıyor bir yandan kayganlaşan yolda ayakta kalmaya çalışıyor bir yandan da ayak uclarımıza vuran ayakkabılarla mücadele ediyorduk.

İşin doğrusu ayakkabılarımız yürüyüş için çok uygun değil ,ağırdı.Biraz oflaya biraz poflaya derken ilk gün sonunda kendimize uygun bir kamp alanı bulduk.8 saat yürüyüş ve 20 km lik bir rota .

IMG_8848 (800x450)

 Hemen çadırlarımızı kurup yemek olayına giriştik , tarhana çorbası ve etli bulgur nefisti.Üstüne içilen sıcak çay her şeye değerdi.Biraz sohbetten sonra çadırlarımıza dinlenmek ve uyumak üzere çekildik.

IMG_8789 (800x600)

 Kimimiz telefonlarımızla kimimiz ağrıyan ayaklarını ovalamak ile meşgülken gecenin sessizliğini çok yakından gelen çakal sesleri bozdu.Çok yakınımızdalardı.Uzun uzun uludular.Gecenin bir diğer sessizliğini bozan horlayan ekip arkadaşlarımızdı.İçim artık rahattı onlar horladıkça çadırlarımıza kimse yaklaşamazdı bu da bizim güvenlik tedbirimizdi.

Sabah günün ilk ışıkları ile uyandık hava nefisti.Güzel bir kahvaltı ile kendimize geldik.Çadırlarımızı topladıktan sonra yola koyulduk.

IMG_8839 (800x450)

 Hava dünden daha sıcaktı yol ise kimi yerlerde dik yokuşlar halinde kimi zaman da düz idi.

Yol boyunca önümüze bol bol kaplumbağa çıktı , hiç bu kadar çok görmemiştim.Neredeyse adım başı rastlıyorduk.”Açlık sorunumuz olmaz” dedik , kaplumbağa çorbası için bol bol malzeme var nasılsa diye düşündük.

IMG_8719 (800x600)

 Ama asıl sıkıntı suydu.Yol boyunca tüm su kaynakları kurumuş hiç biri akmıyordu.Artık yedek sularımızı içmeye başlamıştık.Susatmasın diye de şekerli gıdalar yemiyorduk.Artık enerjimizde tükeniyordu.

IMG_8870 (800x450)

  Son çare baraj suyunu kaynatıp içmekti.Gölün üstü çam ağaçlarından gelen polen ve zararlı bir haşereden dolayı sarı renkte bir tozla kaplıydı.Tozun değdiği yerler alerjik reaksiyon gösteriyor ve kaşındırıyordu.Baraj suyunu içmek çok sağlıklı görünmüyordu.

IMG_8853 (800x450)

 Zaten ayak parmaklarımız ve bacak kaslarımız iyice ağrımaya başlamış , susuzluk ve enerjisizlik bizi iyice yormuştu.Sonunda bir umutla arıcılardan kalma yıkık bir kulübe bulduk , buzdolabı , çekyat her şey vardı ama su yoktu.3-4 tane kangal su borusu olduğu halde bir damla su akmıyordu hiçbir yerinde .

IMG_8844 (800x450)

 Artık ciddi bir karar alma aşamasına gelmiştik , ya devam edecektik ya da kendimizi tehlikeye atmayacak bizi almak için hazır bekleyen arkadaşlarımıza telefon edecek onları erken çağıracaktık.

Bize göre en doğrusunu yaptık , telefon çeken bir nokta bulup bekleyen ekibe bize ulaşmalarını söyledik , çünkü hiçbir şey insan hayatından önemli değildi.Güzel başlayan gezimiz güzel bitmeliydi.

IMG_8882 (800x450)

 Ekipten 2 araç attığımız konumu kullanarak kısa sürede bizlere ulaştı.Gerekli malzemeler ile ve aracın bir tanesini bize bırakarak döndüler.

Gecenin karanlığı ile hava soğumaya başlamıştı, yıldırım hızıyla çok güzel bir karar aldık ve onu uygulamaya başladık , bu da başka bir gezinin konusu olsun artık .

Şimdilik benden bu kadar

Unutmayın

Doğa ananın şakası olmaz , onunla inatlaşmada olmaz.Galip her zaman odur.

Siz siz olun haddinizi bilin.

Yoksa sizde susuzluktan çatlamış dudaklar , yanlış tenler , patlamış ayaklar , morarmış tırnaklar ve dehidratasyona girmiş bir vaziyette kendinizi bulabilirsiniz.

Gökten üç elma düşmüş gerisi anlayanlara

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir