81 AY 81 İL

SİNOP

6 yıl önce | okunma

81 ay 81 il projemizin Şubat 2018 ayında ki ili karadenizin en turistik şehirlerinden biri olan Sinop oldu.

Sinop hem tarihi hemde çoğrafik özelliği ile bol turist çeken bir ilimiz.Şehrin yer aldığı yarım ada şehre doğal bir liman özelliği vermekte.

Sinop kışın nufüsü 40 binlerde seyreden küçük şirin bir ilimiz ama yazın ve uzun bayram tatili dönemlerinde ne yer bulmak ne de kalabalıktan gezmek mümkün olmayan bir il.Yazın nufusü oldukça artmakta.

 

Bizde Sinop gezimize şehrin arkeoloji müzesini gezmekle başladık.Sinop doğal bir liman kenti olması sebebi ile tarihte birçok kavmin ve devletlerin uğrak noktası olmuş.Roma , Bizans ,Selçuk,Osmanlı dönemlerinde hem ticaret hemde savaş gemilerinin barındığı bir yer.Müzede de bu dönemlere ait bir çok tarihi eser görmek mümkün.Tabi müzede döneminin en ilginç karakterlerinden biri olan  Filozof Diyojen hakkında da detaylı bilgiye sahip olmak mümkün.Onun tarihe kazınmış ‘ Gölge etme başka ihsan istemem ‘ sözü ve buna ait hikayeyi müzede okumak mümkün.Müze küçük ama  şehrin tam merkezinde yer alması ona ulaşılabilmeyi kolay kılıyor.Bahçesinde yine Roma ,Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait birçok taş oyma eseri görmek mümkün.

 

Müzeden sonra ikinci durağımız Alaaddin Cami ve Pervane Medresesi.Alaaddin Cami ve Pervane Medresesi ile çevrelerinde yer alan hamam ve türbenin konumu tamamen mimari bir düzene sahip.

Pervane medresesinde yer alan Kahveci Babanın kumda kahvesinin lezzetine doyum olmuyor.Yine medresenin içinde Gazi Çelebi ve kızının türbeleri bulunmakta.Tabi ufak tefek alışveriş dükkanları da medrese içinde yer almakta.

Pervane Medresesinden sonra yürüyerek tarihi Cezaevine girdik.Sinop cezaevi , halen eski yapısını muhafaza etmekte.Avlular , idari binalar , koğuşlar,hücreler hala aynı havayı yansıtmakta.Tabi soğuk duvarların kasvetli ve ürkütücü yapısı insanı tedirgin etmekte.Cezaevinde birçok film ve dizi çevrilmiş.Ve cezaevi zamanında birçok ünlü kişiyi de misafir etmiş.

Aslında 1214 yılında Selçukluların fethinden sonra İzzettin Keykavus tarafından yaptırılan bir kaledir.Daha sonra cezaevine dönüştürülmüştür.

Tarihi yerlerden sonra kırmızı parke taşları ile döşenmiş Sakarya Caddesine girdik , burası Sinop’un en kalabalık ve en meşhur caddesi.Belediye yaya trafiği için yeni  bir peyzaj işine girişmiş , biraz daha yayalara dönük bir yapılanma olmuş.Cadde üzerinde kapalı olan Yeşil Türbe’yi de gördükten sonra şehrin deniz kenarına doğru indik.

Otelimiz Boss Otel hemen liman sapağında merkezi bir konumda , otelin hemen yanından Cem’kicthen adlı kafeyi tavsiye ederim.Güzel dekore edilmiş hoş bir yer.Orada biraz atıştırdıktan sonra limana doğru yola çıktık.Denize nazır kale surlarına tırmanarak burada biraz soluklanıp kahvelerimizi içtik.

Sinop el işçiliği olarak gemi maketleri ile ünlü bir ilimiz.Buradan hediyelik eşya olarak dilediğiniz boyda gemi maketleri almanız mümkün.Liman ve balıkçı barınağı ve denizin iyot kokusu çok güzel.Kıyı sıra açılmış kafelerde çayınızı yudumlarken denizi ve karadeniz takalarını izlemeniz mümkün ve de uçan martıları.

Hava çok soğuktu ve meteoroloji fırtına uyarısı vermişti.O yüzden balıkçı tekneleri denize açılmamış pek çoğu limandaydı.

Yazın oldukça hareketli olan Sinop bizim gittiğimiz ayda sakin ve soğuktu.Şehrin sakinliği gece de kendini gösteriyordu.Saat 9’dan sonra ortalıkta kimseler kalmamıştı.Bizde akşam yemeğimizi liman içinde yer alan dubalar üstünde yapılmış Saray Restorantta yedik balıklarımızı.Gece Samsundan misafirlerimizde oldu.Hep beraber bol sohbetli bir gece geçirdik.Çaylarımızı da yine liman içinde yer alan Yalıpark’ta içtik.

Gece çıkan fırtınayı izlemek ve dalgaları görmek için limana indik , kıyıya vuran dalgalar ve sesleri muhteşemdi.Yeterince soğuk ve rüzgar yedikten sonra dinlenmek üzere otelimize çekildik.

Sabah güzel bir kahvaltıdan sonra yarımadanın etrafında dolanarak yerleşime kapalı bölümlerin olduğu şehrin arka kısımlarına gittik.Buralar eskiden soğuk savaş döneminde Amerikan Radar Üssü olarak kullanıldığı için halen de yerleşime kapalı.Üs çoktan kapanmış ama askeri bölge olduğu için halen giriş yasak.

Sinop şehir merkezinden sonra doğal bir güzellik olan Hamsilos koyunu ,Aklimanı ve Türkiyenin en kuzey ucu olan İnceburnu görmeye yola çıktık.

Havaalanına giden yol üzerinden ilk önce meşhur kumsala paralel yolu takip ederek Akliman’a geçtik.Burası yerel balıkçıların korunak olarak kullandığı bir doğal liman.Biraz daha ileriye doğru arabamızı sürünce doğal bir güzellik olan Hamsilos Koyuna vardık.Hamsilos koyu bir fyort.Yani denizin bir nehir gibi karanın içine doğru girdiği bir çoğrafik doğa oluşumu.Dünyada sadece 2 yerde var , biri Norveç diğeri Sinop.Bu arada eskiden doğal bir koy havası vardı ama belediye olaya el atmış , peyzaj çalışmaları başlatmış.Sanırım daha çok turizm geliri elde etmek amaçlı.

Hamsilos koyuna yazın tekne kiralayarak denizden girmekte mümkün.Hatta fyort’un içinde girerek burada yüzmek çok zevkli.

Hamsilos koyundan dönerken sağa saparsanız takip edeceğiniz yol sizi Türkiyenin en uç burnu olan İnce Buruna götürür.Buraya vardığınızda sizi bir deniz feneri karşılar.Manzara inanılmaz güzeldir.Saatler geçirirsiniz ama farkına varmazsınız.

Açık hava ve deniz bizi açıktırmıştı, Sinop’a gelip de mantı yemeden olmaz elbette.Ve  tabi ki Teyze’nin yeri , ister cevizli ister sarımsaklı ister karışık damak zevkinize kalmış.

Şehirde son durağımız Balatlar Kilisesi oldu ama restorasyon sebebi ile kapalı olduğu için ziyaret edemedik.

Sinop özellikle yazın denizinden kumundan ve balığından bol bol yararlanılması gereken bir ilimiz.Türkiye’nin en sakin ve güvenli illerinden biri olarak bilinmekte.Huzurlu bir şehir.Sinop’a Samsun üzerinden gelindiğinde yeni yapılan sahil yolu sizi denize bitişik bir konumda sinop’a kadar getirir, bu yol motosiklet sürücüleri  içinde çok zevkli ve hızlı bir yoldur.

Tabi biz giderken sahil yolundan gittik ama dönüşte nostalji olsun diyerek eski yoldan Dikmen üzerinden Kanlıçaya inerek geldik böylece Sinop ve Gerze koylarını yukarıdan görme fırsatımız oldu.

Çok şükür bir gezimizi de hayırlısı ile bitirdik.Sinop her dönem yaşanması gereken bir il ama en güzel zamanlar sinop’da yaz aylarında geçer.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir