Trekking Tümü

Verçenik Yaylası Çiçekli Yayla Trekking (7-9 Ağustos 2023)

7 ay önce | okunma

Tatos Gölleri Trekking (7-9 Ağustos 2023)

Geçen sene yaptığımız Yedigöller – Mal Gölü Trekking gezisinde Mal Gölü geçitini aşamayınca daha doğrusu inemeyince yarım kalan rotayı tamamlamak bu seneye bu geziye kaldı.
Bir ay öncesinden tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra yine aynı ekip Ömer Abi , Fatih ve ben 7 Ağustos Pazartesi sabah yola koyulduk.Fatih Samsun’dan geldi onunla Ünye’de buluşup Rize Havaalanından Ömer Abi’yi aldıktan sonra bizi Verçenik Yaylasına bırakacak olan Yiğit ile yaylaya yükselmeye başladık.


Rota Verçenik yaylasından Kapılı göllere çıkmak oradan inemediğimiz Mal Gölü aşıtının altına gelip bıraktığımız yerden devam etmekti.Sonrası ise Kapılı Göller , Tatos Gölleri, Çiçekli Yayla , Başyayla , Hacivanak Yaylası , Karmik Yaylası , Kavrun geçitinden Derebaşı ve oradan Öküzyatağı .Bir nevi yolda düzecektik kervanı .
Verçenik yolu Çat köyüne kadar oldukça düzgün , Çat köyünden sonra biraz beton yolda ilerledikten sonra toprak yoldan Verçenik Yaylasına geliniyor.
Yayla zamanı olduğu niçin Verçenik Yaylası kalabalıktı.Hayvancılar ve çobanlar henüz oradaydı.Kısa bir hoşgeldiniz seramonisinden sonra vahşi hayvan durumunu sorduk , bir önceki gece 12 keçinin bir ayı tarafından öldürüldüğünü duyunca dikkatli olmamız gerektiğini anladık.
Verçenik dağı 3711 metre ile aşağıdan konik görüntüsü ile heybetli bir duruşa sahip.Son metreleri için baca tırmanışında ip kullanıldığı için teknik tırmanış gerektiren bir dağ.


Çantalarımızı sırtladıktan sonra yavaş adımlar ile yolculuğumuza başladık.Bir yıl aradan sonra tekrar aynı çoğrafyadaydık.Şansımıza hava aşırı sıcaktı aslında tüm ülke çöl sıcaklarının etkisi altındaydı.Yaylalarda nasibini almıştı bu sıcaktan.Kafamız gözümüz elimiz bacaklarımız güneş yanığına karşı hep kapalıydı.
Karadeniz yaylalarının güzel yanı her zaman şırıl şırıl akan bir dere mutlaka olur , kaynağı dekontamine olmamış ise kana kana içebilirsiniz akan suyu.


Verçenik dağı olağanüstü heybeti ile kendisine doğru yaklaştıkça büyülüyordu.Kapılı göllerden akan suyun oluşturduğu çağlayanın dik yamavını çıkarken bir hayli yorulduk.Ömer Abi’de yavaş yavaş bulantı , şişkinlik,karın ağrısı belirtileri ile dağ hastalığı görülmeye başladı.
Dik kayalığı çıktıktan sonra Verçenik Dağının eteklerinde yer alan Kapılı Göller görünmeye başladı.Göl kenarında zirve yapmak için gelen , göllerden balık tutmak için gelen başka insanlarda kamp kurmuştu ama herkes kendi alemindeydi
Ömer Abi rahatsızlığı nedeniyle istirahate çekilince Fatih ile ana kamp çadırını kurmaya başladık.Hava hafif hafif üşütmeye de başlamıştı.Gözümüz bir yıl önce inemediğimiz Mal Gölü geçidindeydi , aşağıdan bakınca kolay geliyordu.


Güneşin yavaş yavaş çekilmesiyle dik dağlara kızıllık vurmaya da başlamıştı.Akşam yemeğimizi ana kamp çadırında hazırlayıp yedikten sonra akşam kahvemizi de yudumlayıp uyku moduna çekildik.Normalde günü Verçenik ve Mal gölü geçitini görüp Tatos göllerinde kamp şeklinde tamamlayacaktık ama evdeki hesap dağlara uymamıştı.
Sabah güneşin ilk ışıkları ile beraber Fatih ile Verçenik Dağının baca kısmına kadar yürümeye çıktık.Ömer abi biraz daha iyi hissetmeye başlamıştı .O biraz daha dinlenerek bizi bekleyecekti.


Koyulmuş babaları takip ederek zirveye doğru yürümeye başladık patika ilk başlarda rahattı ama dağa doğru yaklaştıkça çarşak dediğimiz parçalanmış kayalar tehlikeli ve zorlu olmaya başlamıştı.Her an bir tanesi yukarıdan hızla düşük bizi yaralayabilir yada bir ters bir basışla kendimizi sakatlayabilirdik.Zirve yapmayı planlamadığımız için kask ve teknik malzeme almadık yanımıza.Ama emniyet tedbirlerine mütemadiyen uymaya çalıştık.


Tüm zorluklara rağmen bacaya kadar tırmandık ama bacada kar görünce artık geri dönme kararı aldık , hazırlıksız Verçenik’e tırmanmak ölümle raks etmek olurdu.


Yukarıdan Kapılı Göllerin manzarası bir başka güzeldi.Mal gölü geçiti ise iyice uçmuştu bize göre artık kullanılamaz haldeydi.Ömer Abi ile telsiz görüşmemizden sonra artık kamp alanına inişe geçtik hava yavaş yavaş ısınmaya başlamıştı.Kamp alanına ulaşıp kahvaltı sonrası çadırlarımızı toplayıp daha fazla sıcak olmadan yola koyulduk.
Rotamız patikayı takip ederek Tatos göllerine ulaşmaktı.Güzergah Verçenik Vadisine inmeden olacaktı ama bir türlü istediğimiz rotayı yakalayamadık , rotada görünen patika çok alakasız yerlerden geçiyordu , bir yükselip bir alçalıyorduk en sonunda patikayı takip etmemeye karar verdik , kuş bakışı kendi izimizi belirleyecektik.
İstediğimiz rotaya girmek biraz zaman aldı ama en sonunda güzel bir göl kenarında mola verdik.Burada Fatih kendini Buzul gölüne bırakıverdi aşırı sıcak havanın bir nebze etkisini gidermiş oldu.


Tatos gölleri geçitini kerteriz aldıktan sonra dik yamaçlı yeni bir tepeye doğru tırmanışa geçtik , önümüzde çobanların bahsettiği ayının izleri görünüyordu , gerek taze ayak izi , gerekse dışkısı ayının bizden 1-2 saat önde olduğunu gösteriyordu , bizimle aynı patikayı yürüyordu.
Ayının izlerini takip ede ede Adalı göle kadar gelmiştik , aşırı temkinliydik , her kayalık başında düdük çalıyor , ses çıkarıyorduk.Amaç vahşi hayvanlara geldiğimizi duyurmaktı.Hep sorarlar vahşi hayvanlar size birşey yapmıyor mu diyee , evet yapıyor sesimizi duyunca bizden kaçıyorlar diye cevap veriyorum.


Adalı Gölden geçite doğru dağın yamacında ince bir patikayla yükseldik ,ayağınız yanlışlıkla takılsa sendeleseniz aşağı ciddi bir iniş yaparsınız , geçitin tepesine gelince Tatos Göllerinin tüm güzelliği karşımızda idi.
Allah’tan geçitin inişi çok rahat ve kolay görünüyordu en azında kayalık ve çarşak değildi.Geçitin bir tarafı Adalı Göl diğer tarafı Tatos Gölleri manzaralıydı , manzaranın tadını çıkardıktan sonra yavaş yavaş yukarıdan bakarken belirlediğimiz kamp alanına doğru inişe başladık.


Kamp alanımız tatos göllerinin ortasında yeralan güzel bir çimenlik alandı.Tesadüfen orada Çiçekli Yayladan yürüyüşe çıkan birisi ile karşılaştık , kısa bir sohbetten sonra ayılara dikkat edin uyarısı ile yanımızdan ayrıldı.
Üzüldüğümüz bir konu ise binlerce metre yüksekliteki göllerin kenarlarında insan çöplerinin olmasıydı.Konserve atıkları , plastik poşetler , dağcı tüpleri gibi günübirlik piknikçilerin getirmeyeceği sadece profesyonellerin kullandığı malzemelerin artıklarını göl kenarında görmek bizi üzmüştü.
Yine akşam yemeği yine yorgunluk kahvesi derken uyku saatimiz gelmişti , günü yorgunluğunu iyi bir uyku ile atlatmalıydık.
Gece oldukça sıcak olmuştu, neredeyse uyku tulumunu hiç kullanmıyorduk, battaniye gibi üstümüze alıyorduk , normalde o mevsimde o rakımda gece güzelce üşümeliydik.


Sabah gecenin de sıcak olması sebebiyle erkenden kendimizi çadırın dışına attık ,hızlı bir kahvaltıdan sonra çantalarımızı sırtlayıp Çiçekli Yaylaya doğru alçalmaya başladık.Patika enfes bir manzaraya sahipti , aşağıya indikçe yukarıda ki göllerden akan kaynak suları birleşerek dereleri oluşturmaya başlamış , derelerin seside manzarayla beraber güzel görüntüler oluşturuyordu.


Çiçekli Yayla Ayder bölgesinde sahile en uzak yaylalardan bir tanesi ,bizim rotamız Çiçekli Yaylaya girmeden aşağı mahallesinden Başyayla’ya çıkmak.
Tatos göllerinden uzun bir patika yol sonunda bir çoban evine kadar indik ondan sonrası araba yolu şekline dönmüştü, yaylaya yaklaşınca yol beton yol haline dönüştü.Mahalle içinde belki açık bir kahvehane buluruz umuduyla ilk insan gördüğümüz eve sorduk , hayır yanıtını alınca bir ağaç altında dinlenmeye başladık.10 dakika sonra konuştuğumuz evin , evsahibesi bize güzel sofra hazırlamış olarak evine davet etti.
Türk misafirperverliğinin en güzel örneğini yaşatmıştı bize , çekine çekine hazırlamış olduğu sofraya oturduk , 3 gün sonra sandalyeye oturmak, ev yemeği yemek çok keyifli gelmişti.Bize evinin kapılarını açan yayla sakinlerine buradan tekrar şükranlarımızı sunarız.


Kısa bir durum değerlendirmesinden sonra Ömer abinin patlayan tabanları , Fatih’n dönen dizi nedeniyle yürüyüş olayını bitirme kararı aldık .Başyayla ,Hacivanak ,Karmik,Kavrun yürüyüşü bir başka zamana kalmıştı.
Sağlık herşeyden önceydi ,yayladan aşağı yürümeye başladık , önümüzde bir pikap durdu ve bize nereye gideysunuz dedi , genç arkadaşımız Halil İbrahim Pazar ‘da oturan Çiçekli Yayla sakinlerindendi , babasını yaylaya bırakmış dönerken bizi sırt çantalı görünce yardım etmek istemişti.
Halil İbrahim pilot olmak isteyen genç bir arkadaşımız , sadece havada değil karadada pilot gibiydi , bizim 2 saatte çıktığımız yayla yolunu yarım saatte inince bizde jetlag etkisi yarattı.
Hızlı ama görseli güzel yüksek irtifalı bir yürüyüş olmuştu , ama bu sefer sağlık problemleri ekipte başgösterince tadında bırakmak en doğrusu olmuştu.


Gezinin unutulmazı tabi ki hırçın Kaçkar Dağları ve uçsuz bucaksız yemyeşil vadiler…..

Powered by Wikiloc

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir