81 AY 81 İL

GÜMÜŞHANE

5 yıl önce | okunma

81 ayda 81 il projemizin bu ayında Gümüşhane ilini ziyaret ettik. Her zamanki gibi yolculuğumuza sabahın erken saatlerinde başladık sıcak yatağında uyuyan Elhun’u  uyandırıp güneş doğmadan yolumuza koyulduk.

 Rotamız Giresun Tirebolu ilçesinden Kürtün Özkürtün Torul ilçelerini geçerek Gümüşhane merkezine ulaşmaktı.Yol üzerinde giderken sol tarafta bir kale gördük vaktimizde olduğu için bu kaleyi ziyaret etmek için yoldan saptık.

 

 

 

 

 

 

 

 

Bedrama Kalesi doğal bir kale yani yüksek bir tepenin üzerine kurulmuş bir kale.Zamanında göç yollarında göç yollarının muhafazasında ve güvenliğin sağlanmasında kullanılmış.

Gümüşhane yoluna devam ederken ikinci uğrak noktamız Kürtün ilçesindeki Örümcek Ormanları oldu. Örümcek Ormanları çok sık bir bitki örtüsüne sahip Kayın Gürgen ve Ladin ağaçlarının bol miktarda bulunduğu büyük bir orman.Örümcek ormanlarına Kürtün ilçesinden saptıktan sonra giderken yaklaşık 5 kilometre sonra Çağlayandibi Şelalesi’ne varıyorsunuz.

 

Bizim gittiğimiz ayda kar suları erimeye başladığı için oldukça gür bir şekilde akıyordu Şelaleden yaklaşık 20 kilometre daha yükseldikten sonra genişçe bir yaylaya ulaşıyorsunuz Güvende Yaylası ; bizim çıktığımız zaman hava aşırı sisli olduğu için açıkçası çok fazla manzara göremedik, örümcek ismi ormanın bitki örtüsünün çok sık olmasından geliyor.

 

Orman içerisinde gezerken Anıt ağaç olarak tescillenmiş birçok ağacı görmek de mümkün.

 

Örümcek ormanlarından indikten sonraki durağımız Gümüşhane’nin Torul ilçesinde ki Torul Kalesi ve seyir terası oldu. Torul Kalesi’nin yakınında kurulmuş  cam terastan ilçeyi izlemek mümkün, burada Torul Belediyesi çok güzel tesis inşa etmiş.

Torul ziyaretinden sonraki durak noktamız Karaca Mağarası oldu Karaca Mağarası Gümüşhane Torul yolunda giderken yaklaşık 5 kilometre içeri girince varılan bir mağara,

 zamanında çobanlar tarafından bulunmuş olan Karaca Mağarası sarkıt ve dikikleriyle çok güzel, eski zamanlarda insanlar burayı doğal barınak olarak kullanmışlar. Karaca Mağarası astım hastalığına iyi geldiği söylenen güzel bir hava ortamına sahip.

İçerideki sarkıt ve dikikler zamanla ışığa maruz kaldıkları için çikolata çeşmesi şeklinde görünüyor. kesinlikle görülmesi gereken bir yer.

 

Karaca mağazasından çıktıktan sonra aynı güzergah üzerinde biraz daha ilerlediğinde Cehennem Vadisi kanyonuna biraz daha ilerlediğiniz zamanda İmera Manastırı olduğu Olucak  köyüne ulaşmak mümkün.

 

İpek yolu güzergahı üzerinde olduğu için birçok kilise ve Manastır görmek mümkün. İmera manastırı  güzergahı üzerinde yol çalışması olduğu için bizde aracımızı uygun bir yere çekip manastırın olduğu yere yürüyerek tırmandık, Çevre köylerde de birçok Manastır ve ilgi çekici tarihi yapı görmek mümkün.

 

Artık hava karardığı için Gümüşhane merkeze doğru tekrar yola koyulduk Gümüşhane adından da anlaşılacağı gibi gümüş altın madenciliği ile ünlü olan bir şehrimiz gerek Roma gerek Osmanlı döneminde de Gümüş ve altın madenleri devamlı işletilmiş cumhuriyet döneminde de özel sektör yine burada altın ve gümüş madenciliği yapmış.Burada çalışan maden işçileri Osmanlı döneminde özel imtiyazı sahip özel izinler eve özel hakları olan insanlarmış Tabii zamanla maden çıkarılması zor ulaştıkça madenler kapatılmış ve insanlar buradan göç etmişler sonradan maden teknolojisi ilerledikçe madenden tekrar açılmaya başlamış.

 

Gümüşhane küçük bir Karadeniz ili, çok göç vermiş, şehir ortasından geçen Harşit çayının etrafına kurulmuş.

 

Yenişehir şehir merkezinde çok fazla kültürel ve tarihi yapı bulmak mümkün değil bizde daha çok Gümüşhane’nin etrafındaki yerleri gezmek durumunda kaldık.

 Gümüşhane ilini gezerken çevresindeki tarihi kültürel ve yaylaları ile ve kayak merkezi ile değerlendirmekte fayda var.

 

Gümüşhane’de küçük bir Karadeniz ili olmasına rağmen Ramada gibi Kaliteli bir marka otele sahip.

 Bizde gece konaklamamızı Ramada otelde yaptık, tesadüf aynı hobilere sahip olduğumuz otelin yönetim kurulu başkan yardımcısı Kemal Araz gibi çok güzel bir dost dost kazandık. Kemal Bey bizi Oteli’nde çok güzel bir şekilde misafir etti.

Sabah uyanıp kahvaltımızı güzel bir şekilde yaptıktan sonra eski Gümüşhane olarak adlandırılan Süleymaniye bölgesine gittik.

 

Süleymaniye bölgesi Gümüşhane merkeze 4 kilometre uzaklıktaki Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmış olan bir yerleşim yeri şimdi daha çok bir açık hava müzesi olarak kullanılmakta.

Burada da gezerken birçok Manastır ve kilise görmek mümkün Biz burada gezerken Vank kilisesi’ni ziyaret ettik ve Süleymaniye yerleşim yerindeki Süleymaniye camii’ni gördük.

Süleymaniye’den indikten sonra Kov Kalesi ziyaret ettik Kov Kalesi Gümüşhane merkezine yaklaşık bir 30 kilometre uzaklıkta sarp kayaların üzerine kurulmuş güzel bir kale.

Görülmesi gereken bir yer ama bizim yine gittiğimiz zaman sis olayına denk geldiği için açıkçası manzaradan çok yararlanamadık ama Kalenin aşağıdan görünüşü ve heybeti çok ilgi çekiciydi.

 

Gümüşhane Kov Kalesi’ni ziyaret ettikten sonra Zigana üzerinden dönmek üzere Zigana eski dağ yoluna döndük.

 

Burada da Limni Gölü ve tabiat Parkı’nı ziyaret ettik Torul ilçesi Zigana Köyü Saray Yaylasında.Güzel bir piknik yeri olarak dizayn edilmiş bizim gittiğimiz mayıs ayı olmasına rağmen kar yağmıştı bir gece önce.

 

Buradan tekrar eski dağ yollarından inerek Torul yoluna bağlanarak Tirebolu üzerinden seyahatimiz sonlandırdık.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir