OSMANİYE

Osmanlı Devleti ve Cumhuriyetin kurulduğu dönemde Cebelibereket adıyla il olan ama 1933 yılında Adana’ya ilçe olarak bağlanıp 1996 yılında tekrar il yapılan Türkiye’nin 80 plaka kodlu ili Osmaniye.

Akdeniz çoğrafyasında yer alan 230.000 nufüslu ilimizin tarihi MÖ 3000 yıllarına dayanmakta.Kalkolitik ve ilk tunç çağlarında Lelegler adlı kavmin hüküm sürdüğü topraklarda daha sonraları Hititler , Asurlar ,Romalılar ,Bizanslılar ,Selçuklular ve Osmanlı Devleti hüküm sürmüş.
Tarım’ın ağırlıklı olduğu Osmaniye’ye Adana İskenderun istikametinden gelirseniz sizi şehir merkesize 10 km kala Toprakkale karşılar.

Ovada yığma toprak üstüne kurulan eski zamanlarda Çukurova Suriye geçiş hattını korumak amacıyla yapılmış.Osmanlılar döneminde Kınık Kalesi olarak biliniyor.
Kale uzaktan bakıldığında gayet heybetli ve bir bütün olarak görülüyor.Ancak merdivenlerinde çıkıp iç kısımlarına girince bir şey bulamıyorsunuz.İç kısımları yıkılmış sadece bir iki tane taş odaları mevcut onlarında tavanları çökmek üzere yani dikkatli olmakta fayda var.

Osmaniye ‘de tipik bir akdeniz tarım şehri havası hakim , düz bir ovaya kurulmuş toprak kokan bir şehir ama kilimleri çok meşhur ve ihracatı yapılıyor.
Şehir merkezine giden ana yol üstünde birçok alışveriş dükkanı mevcut.Şehir merkezinde sizi cezbedecek çok fazla biryer yok .
İlk uğrak noktamız Şehir Müzesi ; müzede çeşit mesleklere ait canlandırmalar yapılmış, özellikle eski unutulmaya yüz tutmuş meslekler güzel canlandırılmış .2 katlı müzenin 2.katında Kurtuluş Savaşı eserleri ve tarihi anlatılmakta.

Ulu önderimiz Atatürk’ün anıtkabirde sergilenen kırk tonluk mozalesi Osmaniye ‘de ki Çağsak köyünde ki mermer ocağında gönderilmiş.Amanos mermeri olarak bilinmekte bu mozalenin türü.

Osmaniye turumuzda biraz şehir dışına açılarak bölgede önemli bir arkeolaojik yapı olan Kastabala Antik Kentine geldik.
Osmaniye’ye 15 km uzaklıkta ki Bodrumkale adıyla da bilinen antik kent yol kenarından kalesi ile hemen fark ediliyor.

Kente giriş sütunlar arasından taş yoldan başlıyor.Sol tarafınızdaki dağın tepesinde kalesi konuşlandırılmış.
Biraz daha içeri yürüyünce sizi kocaman ve oldukça sağlam kalmış 5000 kişilik bir antik tiyatro karşılıyor.
Antik kentin çoğu yeri kazı alanı , sanırım restorasyon ve yeni buluntular için çalışmalar var gibi duruyor.Ama bizim gittiğimizde sadece düğün fotoğrafı çektirmek için gelen birkaç kişiden başka kimse yoktu.

Eğer burayı gezdikten sonra yola devam ederseniz Kadirli ilçesine çıkar yolunuz.
Burada Ala Cami gezilecek yerler arasında ama restorasyon sebebi ile maalesef kapalı.Girmekte inşaat çalışması sebebiyle tehlikeli ve yasak.
Kadirli İlçesinden yola 22 km daha devam ederseniz çam ağaçlarıyla oluşan orman içerisinde Karatepe-Aslantaş Açık Hava müzesine ulaşırsınız.

Hititlerin Hattuşaş’ı terk ederek geldikleri bu bölgede kurdukları bir şehir burası.Burası açık hava müzesi şeklinde dizayn edilmiş hem yürüyerek ormanda çam ağaçlarının kokusunu çiğerlerinize çekerken bir yanda da Hitit eserlerini görebiliyorsunuz.

Burayı önemli kılan unsurlardan bir tanesi de Anadolu Hiyerogliflerinin burada bulunan metinler sayesinde çözümlenmiş olması.Kısaca hiyerogliflerin şifresi burada taş duvarlara işlenmiş metinler sayesinde çözülmüş.

Manzarası da enfes Aslantaş Baraj gölüne bakıyor.Kamp ve dinlenmek için çok uygun bir alan.
Osmaniye ili ziyaretimiz kısa sürdü ama mitolojik olarak güzel eserleri görme fırsatımız oldu.